Artist Aysen Abaci

Ressam Ayşen Abacı ile Söyleși

[quote text_size=”small”]

…Rumi’den okuduklarımla o andaki duygu durumumum birbiri ile çok örtüștu ve adeta ben farkında olmadan renklerime ve desenlerime yansıdı…

[/quote]

Telve için yazdığım ilk röportaj konuğum olarak değerli bir sanatçı ve de hayran olduğum çok eski dostum ressam Ayşen Abacı’yı seçtim.

Ayşen Hanım ile Mill Pond Gallery’deki kişisel sergisinde cok hoş bir sohbetimiz oldu. Kendisi çok yaratıcı ruhlu bir kişiliğe sahip olmakla beraber cok zeki, entelektüel ve de geniş bir mizah anlayışına sahiptir.

Bu mütevazi sanatçımızla söyleşimizi size aktarmadan önce kendisine teşekkürü bir borç biliyorum.

Serginiz Rumî’nin adını içeriyor. Mevlana’dan nasıl ilham aldınız ve bunu sanat eserlerinizde nasıl yansıttınız?

Çocukluĝumdan beri edebiyat ve șiir ile ilgilendim. Mümkün olduĝu kadar, Rumî, Ömer Hayam, ve Halil Cibran eserlerini okumaya çalıștım. En son hayatımın biraz sıkıntılı bir döneminde Rumî’nin sözleri ile tekrar karșılaștım. Aynı zaman çerçevesinde resim yapmaya da tekrar ciddi olarak eĝilmiştim. Rumi’den okuduklarımla o andaki duygu durumumum birbiri ile çok örtüștu ve adeta ben farkında olmadan renklerime ve desenlerime yansıdı. Özellikle Rumi’nin “The light enters you through your wound” ve “You are not a drop in the ocean, you are the entire ocean in a drop” dizeleri bana ihtiyacım olan gücü ve enerjiyi saĝladı.

Eger elinize bir ay sürelik geçmișe bir yolculuk imkânı geçse, hangi yüzyılı seçip nerede olmayı isterdiniz?

Kesinlikle barok döneminde, mümkün ise Mozart’in bulunduĝu saraylardan birinde olmayı tercih ederdim. Soylu bir hanım olarak, mümkün ise prenses, olmaz ise kontes. Barok döneminde tabii ki mutfak ișçisi olmak istemezdim.

Peki tanıșmak istediĝiniz bir sanatçı var mı?

Mesela Helen Frankenthaler ve Paul Jenkins ile tanıșmak isterdim. Klasiklerden tabii ki Leonardo Da Vinci, Rubens. Ve özellikle Vermeer. Onun ısıĝı boyamadaki ustalıĝına hayranım.

Bir numarali tercihiniz kim olurdu peki?

Bir numara bir sanatçı olmazdı, devlet adamı olurdu. Eĝer tarihte geri gidip biri ile tanıșabilsem Atatürk ile tanıșmak isterdim.

Bir sanat eseri yaratmak icin 5 adet alet (tool) ile sınırlı olsanız, tercihlerinizi sıralayabilirmisiniz?

Önce üzerinde çalıșılacak bir medyum (tuval, kaĝıt, kumaș gibi) lazım. Tuvali tercih ederim. Akrilik boya kat kat çalısmaya çok uygun, o yüzden akrilik mavi, sarı ve kırmızı boya ve bir fırca.. ilave edelim, gerçi boyayı elimle de sürebilirim, inceltip tuvale dökebilirim. Zaten son birkaç resmimi bu yöntemle yaptım.

En sevdiginiz Türk kadın sanatçısı kimdir?

Seramikçi Fureya Koral’ı seviyorum, Kadın ressamlardan ise Elif Karadayı’nın çalısmalarını beĝeniyorum..

Kanadamızın doĝası cok güzel. Aklınıza ilk gelen manzara neresidir?

Hudson Bay’de Manitoulin Island’daki orman. Kanada’daki ilk yıllarımızda Manitoulin Island’a bir arkadașın evine davet edilmiștik, ve bu adanın doĝası beni çok etkilemiști. Ada’da bir kızılderili reserve var, tamamen koruma altında bir doĝa. Yol açılmasına izin yok, su golden alınıyor, elektrik yok. Göl etrafındaki genis kayaların arasından bile aĝaçlar çıkmıs, yoĝun bir orman. Ormana girdiĝim zaman aklıma ilk gelen soru insanlar bu vahsi kıtaya nasıl yerleșebilmișler oldu. O kadar insan eli deĝmemiș bir orman ki; bir taraftan ya bir kızılderili savașcı, ya da vahși bir hayvan çıkıverecekmiș duygusuna kapılmıștım, hatta ürkmüștum.

Bundan sonraki resim çalıșmalarınız icin bir konu tasarladınız mı?

Konu tasarlamadım, fakat yöntem tasarladım. Biraz daha sade, fakat daha çok renk kullanmak istiyorum bundan sonraki çalıșmalarımda. Yine abstract olacak, büyük bir ihtimalle ya edebiyat eserleri, șiirler ya da müzik beni yönlendirecek. Fakat bu defa kararım pastele yakın sade renkler. Hatta belki yine abstract figürler de ekleyebilirim.

Ayşen Abacı’ya bu röportajıma zaman ayırdığı için tekrar çok teşekkür ediyor,  sanat yaşamında da sonsuz başarılar dilerim.

Fulden Erkan

“Antakya’da doĝan Fulden Erkan’ın çocukluĝu Almanya’da geçti. 1991 yılında Istanbul Üniversitesi Ingiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezunu oldu. Birkaç yıl özel okullarda Ingilizce öĝretmenliĝi yaptıktan sonra üniversitesine dönüp orada Ingilizce ögretmenlerini yetiștirmek amacı ile bir süre okutmanlık yaptı. 1997 yılında ailesi ile hep hayal ettiĝi ülke olan Kanada’ya göç etti. Bir anlık yeni bir ilham ile kariyer deĝișikliĝini denemek amacı ile Toronto’da Digital Media üzerine eĝitim alıp web ve grafik tasarım ișlerinde çalıșmaya basladı. Fulden Erkan 2004 yılından beri global bir yazılım șirketinde Digital Marketing Manager olarak çalıșmaktadır. Kendisi ayrıca son 3 yıldır gönüllu olarak Turkish Society of Canada’nın websitesinden sorumludur.”