canakkale-sehitlik-5

Çanakkale Şehitlerini Anıyoruz

18 Mart günü bizler için belki de tarihin akışının sonsuza dek döndüğü, yeni bir liderin parladığı ve sonunda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile sonlanacak Kurtuluş Savaşını yücelten ulusal bilincin oluştuğu  çok özel bir gün. Bu yıl aynı zamanda Çanakkale savaşlarının 100. yılı. Bu yıl yine öğrenci iken kalemini defterini okulda bırakıp cepheye giden, tarlada çapasını, madende kazmasını, evde yavrusunu, anasını, karısını bırakan, dağılmakta olan imparatorluğun her köşesinden gelip Çanakkale’de yaşamını yitiren askerlerimizi saygı ile anıyoruz.  Bu dünyanın dört bir tarafında onbinlerce ailenin ocağına evlat acısı düşüren, ve uzak ülkelerde derin izler bırakan bir savaş.  Aynı zamanda kendilerinin olmayan ve neden bulunduklarını bilmedikleri bir savaşta dünyanın bir ucundan gelip, Gelibolu’da canını veren askerleri de hatırlıyoruz.

Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün savaştan 19 yıl sonra Avustralya’da yapılan ANZAC anıtı için gönderdiği ve Türk askerleri ile Gelibolu’da birlikte yatan Hintli, Yeni Zellandalı, Avustralyalı ve daha pekçok milletten bu isimsiz askerler için yazılmış mesajı ise, en az Çanakkale zaferi kadar iz bırakmış bir insanlık ve barış dersi niteliğindedir. Bu yazımızda sadece bu sözleri sizlerle paylaşacağız. Mustafa Kemal Atatürk gibi bir öndere, bir öğretmene, bir insan gibi insana sahip olmanın kıymetini bir kez daha anlayacağız.

“Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır.”

“Those heroes that shed their blood and lost their lives… you are now lying in the soil of a friendly country. Therefore rest in peace. There is no difference between the Johnnies and the Mehmets to us where they lie side by side here in this country of ours… You the mothers who sent their sons from far away countries wipe away your tears. Your sons are now lying in our bosom and are in peace. After having lost their lives on this land they have become our sons as well.”