kurtulus-savasi

Kuvayi Milliye Destanı

Herhalde, Başkomutanlık Meydan Savaşını en güzel anlatan eserlerden biri Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanı’nın sekizinci bölümüdür. 30 Ağustos Zafer Bayramını kutladığımız bu dönemde sizlerle bu güzel destanın bu bölümünü paylaşıyoruz.

 

Kuvayi Milliye by Nazim Hikmetsekizinci bap

26 ağustos gecesinde saatlar
iki otuzdan beş otuza kadar
ve
izmir rıhtımından akdeniz’e
bakan nefer

saat 2.30.

kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır,
ne ağaç, ne kuş sesi,
ne toprak kokusu vardır.
gündüz güneşin,
gece yıldızların altında kayalardır.
ve şimdi gece olduğu için
ve dünya karanlıkta daha bizim,
daha yakın,
daha küçük kaldığı için
ve bu vakitlerde topraktan ve yürekten
evimize, aşkımıza ve kendimize dair
sesler geldiği için
kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi
okşayarak gülümseyen bıyığını
seyrediyordu kocatepe’den
dünyanın en yıldızlı karanlığını.
düşman üç saatlik yerdedir
ve hıdırlık tepesi olmasa
afyonkarahisar şehrinin ışıkları gözükecek.
kuzeydoğuda güzelim dağları

ve dağlarda tek
tek

ateşler yanıyor.
ovada akarçay bir pırıltı halinde
ve şayak kalpaklı nöbetçinin hayalinde
şimdi yalnız suların yaptığı bir yolculuk var:
akarçay belki bir akar su,
belki bir ırmak,
belki küçücük bir nehirdir.
akarçay dereboğazı’nda değirmenleri çevirip
ve kılçıksız yılan balıklarıyla
yedişehitler kayasının gölgesine girip
çıkar.
ve kocaman çiçekleri eflâtun
kırmızı
beyaz
ve sapları bir, bir buçuk adam boyundaki
haşhaşların arasından akar.
ve afyon önünde
altıgözler köprüsü’nün altından
gündoğuya dönerek
ve konya tren hattına rastlayıp yolda
büyükçobanlar köyü’nü solda
ve kızılkilise’yi sağda bırakıp
gider.