KILIM’LERE DOKUNAN HAYATLAR_1

Kilim’lere Dokunan Hayatlar

Merhaba Değerli Telve Okuyucuları,

Turkish Society of Canada`nın 23 Nisan Çocuk Bayramı kapsamında düzenlendiği “Kilim Dokuma Etkinliği” 23 Nisan 2018 Pazartesi günü Sick Kids hastanesinde gerçekleşti. Her çocuğun eşit imkan ve haklara sahip olması gerektiği ilkesiyle düzenlenen etkinligin amacı hastane de tedavi gören çocukları biraz olsun dertlerinden uzaklaştırıp onlara eğlenceli ve keyif alabilecekleri bir imkan yaratmaktı.

Bu etkinliğe gönüllü olarak katılabilmek için hastanenin getirdiği birtakım kurallar var. Çocuklara yaklaşım, hijyen kuralları, olması gereken kilim dokuma materyalleri ve özellikleri gibi konularda bir eğitim alıyoruz. Tabii geçmiş senelerden deneyimli olmak, hastanenin bizlerin hassasiyetimizi bilmesinde fayda sağlıyor.

Bu yıl, geçtiğimiz yıllardan farklı olarak çocukların tedavi saatlerinin dışında daha çok katılım olabileceğini düşünerek, etkinliğin saat 6 pm – 8 pm arası olması kararlaştırıldı.  Bizler tüm hazırlıklarımızı yapmış, tanışacağımız çocuklar için heyecan duyarken, Toronto öğlen saatlerinde çok acı  bir olaya sahne oldu. Şehrin Finch & Yonge kesisimine yakın yaya trafiğine bir kamyonetin girdiği haberi hepimizde büyük bir üzüntü ve telaşa sebep oldu. Etkinliğe giderken yolda ölü ve yaralı sayılarını dinlerken, hastane`ye vardığımız da kapıda bekleyen ambulanslar ve birçok polisi görmek, o gün ki olayda, aralarında çocukların da olduğu ihtimali ile üzüntümüz daha da arttı. O an tesadüfen olay yerinde olmak dışında hiçbir günahı olmayan masum insanların kaderine isyan edip, bunlara sebep olan kaç tane insan kılığında ki canavarla beraber yaşadığımızı sorguladık. Son derece üzgün bir ruh halinde olsak ta amacımız tanışacağımız çocukların bir nebze olsun hayatına dokunmak, onları mutlu edebilmekti.

Sick Kids hastanesi Kuzey Amerika`nın sadece çocukların tedavisi amacıyla kurulmuş en büyük araştırma ve eğitim hastanesi. Hastane kapısından ilk adımınızı attığınız an bir hastaneden çok bir sanat okuluna girdiğinizi hissettiren bir mimari ile karşılaşıyorsunuz. Sanki kapıdan henüz girerken bile çocukları iyileştirmek istercesine orada  kendilerini güvende hissedebilecekleri bir atmosfer yaratılmış. Çocukların ve yakınlarının her türlü ihtiyacina cevap verecek herşey düşünülmüş. Giriş katında Sick Kids koordinatöru ile karşılanıp yedi kişiden oluşan TSC gönüllüsü arkadaşımızla beraber, beklenen kasvetli manzaralara inat, tertemiz ve her köşesi sanat ve estetikle buluşmuş koridarlarından geçip etkinlik odamıza vardık. Burası çocukların ve ailelerinin diledikleri zaman çeşitli aktiviteler yapabilecekleri, boya kalemlerinden bilardo masasına kadar herşeyi düşünülmüş sıcacık bir ortam.

Hastane nin bir çok köşesinde yayınlanan broşülerle kilim dokuma etkinliğimiz tanıtılmış, yavaş yavaş meraklı gözlerle kapıdan çocuklarımız ve yanlarında aileleri ve hastabakıcıları ile birlikte görünmeye başladılar. Çocuklar herşeye rağmen yaşama sevinci dolular. Yeni bir şey öğrenmek, doğal bir materyale dokunmak kişisel gelişimlerine ve psikolojilerine çok iyi geliyor, kendilerini keşfediyorlar. Önceden hazırladığımız küçük dokuma tezgahlarımız ve yünlerimizle tanıştırıp, biraz teknik detayları öğretmemizin ardından hemen işlerine koyuldular. Tabii günlerini orada geçiren anneleri, yardımcıları için de keyifli bir uğraş oluyor. Hatta hastanenin etkinlik koordinatörleri de büyük bir hevesle tezgahlarını ve yünlerini seçtiler. Bu esnada tüm katılımcılarımıza kendi kültür değerlerimizi, motiflerimizi, herbir dokumanın hikayesi olduğunu, herbir rengin ayrı mesajı olduğunu, çağlar boyu insanların kendilerini ifade etmek için kilim dokuduğunu ve geleneksel en güzel sanatlarımızdan biri olduğunu anlattık. Muhabbetimiz Türk yemeklerine ve onların kültürlerine, Toronto`da birçok kültür birikimine sahip olduğumuz için ne kadar şanslı olduğuna kadar vardı.

Her yıl, buluştuğumuz masa başında çocuklar kollarına bağlı serum şışelerini, tekerli sandalyelerinin heybetini unutur, minik tezgahlarına odaklanır, bizler de onların, yünlerin renklerinde kaybolmalarını izlerdik. Normalde çok fazla neden orada olduklarını ve duygularını paylaşmazlardı. Belki gün içinde yaşananlar hepimizin hassas duygularını vurgulamıştı. Sanki hepbirlikte anlaşmışlar gibi, kilim dokumanın da terapi olduğunu kabul ederek, tum içtenlikleriyle duygularını ortaya dokuverdiler. Bir yandan kilimlerini dokurken, bir yandan da bir annenin kemoterapi tedavisi gören oğlu için mücadelesini dinledim mesela. Ve bir insanin olabilecek en zor durumdayken bile ne kadar güçlü görünebileceğine şahit oldum.  Kendinin 10 yaşında olduğunu söyleyen ama konuşmasıyla hayatımda tanıştığım en kocaman yürekli ve olgun insan olduğuna inandığım bir çocukla tanıştım mesela. Hastalığıyla ilk tanıştığı günlerden itibaren hayatında neler değiştiğini, yaşadığı zorlukları, tüm hislerini, ve neredeyse bu hastalığa yakalandığı için hayatın ona öğrettiklerinden kendini şanslı olduğunu düşünen, hayatın derinliğini minicik bedenine doldurmuş çocuğun kalbinin sesini duydum…  Kendi 19 yaşında olmasına rağmen 7 yaşında görünen, ve bu yüzden defalarca ameliyat olan, 2 senedir aynı hastanede yaşayan bir genç hanımla da tanıştım. O da insanoğlunun sadece gözleriyle neler anlatabileceğini, ne çok sey paylaşılabileceğini anlattı bana… Anne dediği hanımın, gönüllü olarak 2 senedir hastanede birlikte yaşadığı yardımcısı olduğunu, bu küçük hanımla tanıştıktan sonra hayatında ki değişiklikleri, en önemlisi bir insanin ne kadar toleranslı olabileceğini bu minik yürekten öğrendiğini dinledim…

23 Nisan 2018 günü, Toronto’da da aslında dünyanın her gün birçok yerinde konuşulanlardan, yaşananlardan çok farklı değildi. Gene kötü kalpli insanlar, masum insanların canlarını yaktılar. Çocuklarımız haketmedikleri hayatları sürmeye devam ettiler. Biz büyükler, bu gün şanssızlıklar yaşayan çocuklarımızın binlercesinden sadece bir kaçı ile tanıştık. Bizler dünyalarını renklendirmek, hep mutlulukla gülecekleri, eğlenecekleri, öğrenecekleri bir ortam yaratmaya çalışıp, iyilikler dilerken, birileri çıkıp bizleri gene haksız çıkarmaya çalıştılar.  Ama günün sonunda dersini veren, önceliklerimizi bize hatırlatan, yaşamın kıyısından mutluluklar dağıtan gene çocuklarımız oldu… Umuyorum anlatıldığı gibi iyilik bulaşıcıdır, dünyayı hızla sarar, bizler de tüm çocuklarımızı sevgiyle, sağlıkla kucaklayabiliriz…

Tüm katılımcılarımıza tezgahlarımızı hediye ettik. Biz gönüllüler biraz buruk ama  minik hayatlara birazcık renk katmanın mutluluğuyla ayrıldık hastaneden. Biz onlara kilim dokumayı öğrettik, onlar bize yaşamın ne kadar değerli olduğunu hatırlattılar. Herbirine acil şifalar ve sağlıklı günlere kavuşmaları dileğiyle.

 

Meylin Günel
Ağustos 1974 doğumlu. Geleneksel Türk El Sanatları, Mimari Restorasyon, Stilistlik eğitimleri üzerine, Türkiye`de 16 yıl farklı şirketlerde dış ticaret ve mimari – mühendislik projelerinde çalıştı. 2010 yılından beri eşi ve iki kızı ile birlikte Toronto`da yaşıyor. Hala Turkiye`deki kendi Organik Tarım Projesini takip ediyor. İçinde insan, doğa, samimiyet, yaratıcılık, estetik ve lezzet olan şeyleri seviyor. Sosyal yardım projeleri hep hayatının bir parçası oldu. Son yedi yıldır da Turkish Society of Canada gönüllüsü olarak çalışmakta.