Arkadaşıma Kanser Teşhisi Kondu
Arkadaşıma Kanser Teşhisi Kondu; Onunla Nasıl Konuşacağımı Bilemiyorum!
Yakınlarımızdan birine kanser teşhisi konduğunda, onunla nasıl konuşacağımızı, nasıl davranacağımızı ve yardim edebilecegimizi bilemeyiz. Davranışlarımızın yada söylediklerimizin onu incitmesinden korkarız. Eğer böyle hissediyorsanız, merak etmeyin, birçok kişi sizinle aynı duyguları paylaşıyor.
Kanser teşhisi konmak sadece o kişinin değil, çevresindekilerin de hayatını değiştiren bir durum. Bu teşhisten sonra hem kişi hem de yakın çevresi birçok zorlukla başetmek durumunda kalır;
- Tedavi sürecinde ve tedavi tamamlandıktan sonra, gelip giden, bir azalıp bir çoğalan duygusal zorluklar (yalnızlık, çaresizlik, çökkünlük, kaygı, korku, öfke ve inkar duyguları)
- Çocuklarının bakımı konusunda yardıma ihtiyac olabilir
- Kişinin günlük düzeni değişir ve farklı bir düzen içine girilir (hastane randevuları, tedavi için gerekenler)
- Çevresindekilerle iletişimi konusunda kaygılar yaşar (onlarla nasıl konuşmalı, neler konuşmalı, eşim çocuklarım annebabam ne kadarını kaldırabilir)
- Kişinin iş hayatı bu durumdan etkilenebilir.
Kişinin yaşı, konumu, kanserin türü ve hangi aşamada yakalandığı gibi faktörler hastanın durumunu, fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını farklı şekillerde etkileyebilir. Bu zorlu bir süreçtir, çoğu zaman yardıma ve desteğe ihtiyaç vardır.
Kanser teşhisi konmuş yakınlarımızla konuşurken, bize yardımcı olabilecek önerileri kısaca şöyle özetleyebiliriz;
- Öncelikle iyi bir dinleyici olmalıyız. Kendimiz konuşmak yerine, karşımızdaki kişinin konuşmayı yönlendirmesine izin verip neler anlattığını ve nasıl anlattığını dinlemeliyiz.
- Karşımızdaki konuşurken arada yaşanabilecek sessizlik bizi rahatsız etmemeli. Bu duraklamalar karşımızdaki kişinin düşüncelerine daha iyi odaklamasını sağlayabilir. Bazan sadece rahat ettirmek için konuşmak rahatsızlık verici olabilir. Bazı durumlarda sessizlik rahatlatıcı etki yapar, onların duygu ve düşüncelerini daha iyi ifade etmelerini sağlar.
- Konuşurken;
- göz kontağı kurmaya calışmalıyız. Böylece karşımızdakine onu gerçekten dinlediğimiz mesajını veririz
- “ben” cümleleri kullanarak duygularımızı daha iyi ifade edebiliriz
- yanında olduğunuzu gösterin, bazen elini tutmak, dokunmak, gülümsemek, iletişimimizi daha sıcak ve huzurlu hale getirir
- bugüne odaklanın
- duygularınızı ifade edin
- Öğüt vermekten kaçınmalıyız. Öğüt vermek, birşeyler önermek bizi rahatlatabilir ama kanserli hastayı rahatlatmaz, onun üstünde baskı oluşturur. Soru sormak ve dinlemek daha güvenlidir.
- “Nasıl hissettiğini biliyorum” gibi sıradan laflar söylemeyin. Bu öfke yada kırgınlık yaratabilir. Çünkü onların gerçekten neler hissettiğini bilmemiz çok da kolay bir durum değil hatta imkansızdır.
- Eğer ağlamaklı olursanız bunu kısaca açıklayın. Ağlamanızı kontrol edemezseniz, bu kontrolu sağlayıncaya kadar oradan uzaklaşın. Kanserli hastanın sizi teselli etmek gibi bir zorunluluğu olmamalı.
- Kanser teşhisi konmuş kişiler vakitlerinin tamamını hastalıkları hakkında konuşarak yada düşünerek geçirmezler. Herkes gibi gülmeye, eğlenmeye farklı şeyler hakkında konuşmaya ihtiyaçları vardır. Güzel vakit geçirmek hayat kalitelerini arttırır ve kendilerini iyi hissetmelerini sağlar.
- Normal yaşama ne kadar yakın bir hayat sürerlerse hastalık o kadar uzakta görünür. Bu nedenle mümkün olduğu kadar normal hayat rutinlerini devam ettirmeleri için onları teşvik edin ve destek sağlayın.
- Mümkün olduğu kadar çeşitli şeyler yapmayı deneyin. Daha önceden birlikte yaptığınız şeyler; mesela kağıt oyunları, birlikte sinemaya, yemeğe gitmek yada evde birlikte TV seyretmek. Ama bunları yaparken sevdiğimiz kişinin enerji düzeyini ve sağlık koşullarını hesaba katmalıyız. Arada mola verilmesi gerekiyor mu diye sormak gerekebilir. Çok koruyucu ve zorlayıcı olmadan karşımızdakine sanki bir çocukmus gibi davranmadan bunları yapmalıyız. Mümkün olduğunca degişik ve cazip öneriler sunup seçim yapmayı o kişiye bırakmalıyız.
- Ortak arkadaşlarımızı, ziyaret için, birlikte vakif geçirmek, yemek yapmak, çocuk bakımı için yardıma teşvik edebiliriz. Herkesin sınırlılıkları var, ama herkesin elinden gelebilecek şeyler de var. Ziyarete gidemeseler bile, telefon, internet ya da facebook üzerinden görüşüp duygusal destek verebilirler.
- Kanserle başetme süreci çok yanlız geçen bir süreç olabilir. İnsanlar bu süreç içinde birçok desteğe ihtiyaç duyabilirler. Kanada da yaşayan göçmenler olarak bu yeni ülkede akraba ve arkadaşlarımız olmayabilir. Bu nedenle sık sık haberleşmek, nelere ihtiyacı olduğunu sormak, yardım önermek cok yararlı olabilir. Biz arkadaşımızın nasıl bir yardıma ihtiyacı olduğunu bilemeyebiliriz. Ama kişinin kendisi, nelere ihtiyaci olduğunu bilir.
Yanlış mı davranıyorum diye çok korkmayın. Gönlünüzden nasıl geçiyorsa öyle davranın. Sizin ilginiz, sevginiz vereceğiniz her türlü destek işe yarayacaktır. Bunu arkadaşınıza açıkca ifade edin ve nasıl bir destek istediğini sorun.
Filiz Doğan
Kaynaklar:
- National Cancer Institute (Jan. 2012) Support for Caregivers
- Someone You Love is Being Treated for Cancer
- American Cancer Society (Sep.2014) How do you talk to someone who has cancer?
Filiz Doğan İstanbul Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nden psikolojide lisans ve master derecelerine sahiptir. 1986-2002 yılları arasında Vakıf Gureba Hastanesinde Psikolog olarak çalıştıktan sonra Toronto’ya yerleşmiştir. Kanada’da egitimine devam etmis ve stajını CAMH de Nöropsikometri laboratuarında çalışarak tamamlamıştır. Filiz Doğan, Toronto ve çevresinde yaşayan, Türkçe konuşan topluma, kendi anadilinde hizmet vermeye baslayan bir pilot projeyi hayata geçirmiştir. Psikolojik Destek ve Kişisel Gelişim Projesi Kanada’daki statusu ne olursa olsun (citizen, permanent resident, student, refugee, non-status) toplumun her kesimine açık, MNLC ve Immigration Canada tarafından desteklenen, ücretsiz hizmet veren bir psikolojik yardım servisidir.