Kapadokya 1

Kapadokya Gezi Rehberi

Kanada’dan memleketime dönüş yaptığımdan beri yollardayım, ama en anlamlı günlerimi, kuşkusuz memleketimin bazı köşelerini yeniden keşfederken yaşıyorum 🙂 . Şimdiki durağım, milyonlarca yılda oluşmuş doğa harikalarını görmek ve buram buram Doğu Anadolu rüzgarı koklamak için Kapadokya (Cappadocia).

Kapadokya’nın ismi geçmişte bölgede kurulan Kapadokya Krallığı’ndan geliyor. Onun da eski ismi “Katpatuka”, yani Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” 🙂 .

20 yıl önce geldiğim Kapadokya’ya bu kez arkadaşım Jale’yle geldik. Niğde’de yaşayan ve bizi Kayseri havaalanında karşılayan rehber arkadaşım ise bu gezinin VIP bir Kapadokya turuna dönüşmesinde oldukça başarılı oldu 🙂 .

Kayseri’de iner inmez kar havası almak üzere Erciyes Dağı’na gittik. Buranın güzelliği ve kayak merkezinin sakinliği o kadar hoşumuza gitti ki, önümüzdeki sene için şimdiden rezervasyon yapmaya bile niyet ettik 🙂 .

Başı dumanlı Erciyes öyle heybetli ki, görüp de etkilenmemek mümkün değil. Ben soğuk hava sevmememe rağmen, sırf Erciyes uğruna tekrar yollara düşmeye şimdiden hazırım 🙂 .

Erciyes’ten sonra gezimizin asıl hedefi olan Kapadokya bölgesine doğru yola çıktık. Doğanın mucizesi Kapadokya bölgesi, Aksaray, Nevşehir, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin birleşimi olarak tanımlanıyor. Kayalık Kapadokya bölgesi ise, Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresi olarak biliniyor.

Kapadokya bölgesi, milyonlarca yıl önce Erciyes, Hasandağ ve Güllüdağ volkanik dağlarının püskürmesiyle oluşmaya başlamış. Daha sonraki patlamalarda bazalttan oluşan sert kayalar, yumuşak tüf tabakasının üzerini kaplamış ve bu tabakayı korumuş. Volkanlardan püsküren bu maddelerle şekillenen plato, başta Kızılırmak olmak üzere akarsu ve göllerin tabakaları aşındırmasıyla da bugünkü şeklini almış.

Kapadokya bölgesinde yerleşim prehistorik dönemde başlamış. Bölge Asur, Hitit, Frig, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarına tanık olmuş.

Roma İmparatorluğu’nun zulmünden kaçan ilk Hristiyanlar, Kapadokya bölgesinin yer altı şehirlerine yerleşmeye başlamışlar. Bölgede 1000’den fazla kilise olduğu söyleniyor.

Kapadokya (Cappadocia) gezilecek yerler

* Yer altı şehirleri Derinkuyu ve Kaymaklı. İlk Hristiyanlar, Roma imparatorlarının yağma ve baskınlara karşı korunmak amacıyla, girişleri gözle fark edilmeyecek şekilde mağara oyuklarına şehirler inşa etmişler. Bu yer altı şehirlerinde uzun süre dışarı çıkmadan yaşayabilmek için erzak depoları, su kaynakları, şarap imalathaneleri ve ibadethaneler yapmışlar. Mağaralardaki yumuşak tüfün aşağı doğru derinlemesine oyulması ve bunun yapım teknikleri konusunda ise günümüzde hala yeterli bilgiye sahip değiliz. Bu yer altı yerleşimlerinde kaç kişi yaşadığını da hala tam olarak bilmiyoruz.

Derinkuyu yer altı şehri, panik atak hastalarının girmesini tavsiye etmeyeceğim, indikçe inen, adı gibi oldukça “derin” bir yerleşim. Kaymaklı ise 4 katı açığa çıkarılmış, derine doğru değil,

yatay inşa edilmiş bir şehir. İçindeki erzak depolarına bakılınca da çok sayıda insanın yaşadığını düşündüren bir şehir aynı zamanda.

* Uçhisar. Kalesinden nefis manzara sunan yerleşim yeri.

* Ürgüp. Kapadokya’nın merkezi konumundaki kasaba, gece ışıklarında oldukça etkileyici.

* Göreme Açıkhava Müzesi. İçinde pekçok kilise bulunan bu müze, Kapadokya’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri. Benim de doyamadığım, bir daha gidişimde uğramak üzere listemin başına aldığım yer.

Göreme Açık Hava Müzesi’ne girmeden gezdiğimiz Tokalı Kilise ise bence bölgenin en etkileyici kilisesi. Kilisenin en önemli özelliklerinden birisi, nefteki 10.yüzyıla ait freskler ve 11.yüzyılda eklenen yarım kubbedeki eklemeler. 12 havariye ait freskleri barındıran kilisede,

İsa Peygamberin ve azizlerin hayatından sahneler de bulunuyor. Kilisenin en eski bölüm 10.yüzyıldan kalmış, kilisenin yeni bölümünde ise İncil’den sahneler bulunuyor.

* Paşabağları. 5. yüzyılda Aziz Simeon adlı keşişin yaşadığı, 3 başlı peri bacası.

* Zelve Açıkhava Müzesi. İçinde pekçok kilise ve manastır var ve bölgenin en güzel yerlerinden biri.

* Devrent Hayal Vadisi. Farklı şekillerde Peri Bacaları’na sahip olan vadi.

* Ortahisar. Kalesiyle çok etkileyici olan kasaba. Kale yüzlerce yıl savunma amaçlı kullanılmış.

* Ihlara Vadisi. Tüfler, nehirler ve yağmurun etkisiyle başka yerlere taşınırken derin vadiler oluşturmuş. Bunların en çok ziyaret edileni de, Melendiz Deresi tarafından aşındırılmış olan, 14 km lik Ihlara Vadisi. Vadi boyunca yürüyüş yapmak, yöreyi yakından tanımak için harika bir fırsat!

Bu arada vadilerde sıklıkla görülen güvercinliklerden de bahsetmeliyim. Bu güvercinlikler, hem güvercinlere yuva olmuş, hem de yörenin en önemli meyveleri olan üzümlere ve kayısılara gübre olmuş.

* Pembe Vadi (Kızılçukur, Pink Valley). Burası rehberimizin bizi yürüyüş yapmak için getirdiği vadi. Kapadokya’ya gelip hiçbir yer görmesem bile, bu vadide yürüyüşün benim için dünyalara bedel olduğunu söyleyebilirim. Bu kadar yıllık gezginliğimde, hafızama yer etmiş, yaptığım en özel etkinliklerden birinin Peru’da Machu Picchu’ya giden İnka yolunu yürümek olduğunu söylemeliyim. Pembe Vadi yürüyüşü, İnka yolu yürüyüşüyle neredeyse eşdeğer güzellikte ve özellikte oldu benim için. Tüflere dokunarak geçtiğimiz oyuklar, yol üzerine serpiştirilmiş üzüm bağları ve şaraphaneler, içtiğimiz sıcak şarap ve Kapadokya’nın büyülü atmosferi, Kapadokya gezisinin en anlamlı birkaç saatini oluşturdular.

* Avanos. Kızılırmak kıyısındaki Avanos’a gitmek ve Hitit döneminden bize miras kalan çömlek yapımını yerinde izlemek, yörede yapılacak en güzel etkinliklerinden biri.

* Güray Müze. Çömlekçiliğin yapıldığı Avanos’ta atalarımızdan kalan eserleri görebileceğimiz bir müze. 3 bölümden oluşan müzenin 1. bölümünde İlk Çağ’dan 20. yüzyıla kadar Anadolu ve Yakındoğu’da yapılan çömlek ve seramiklerin orijinalleri, 2. bölümde son yüzyılda yaşamış ve hala yaşayan dünyaca ünlü seramik sanatçılarımızın eserleri, 3. bölümde ise sergi salonu, kütüphane ve kafe bulunuyor.

* Mustafapaşa (Sinasos). Lozan Antlaşması gereğince 1924’teki mübadeleyle Yunanistan’ın Jerveni köyünde yaşayan Müslüman Türkler Mustafapaşa’ya, Mustafapaşa’daki Ortodoks Rumlar da Yunanistan’a yerleştirilmiş. Günümüzde Mustafapaşa’da camilerin ezanı, kiliselerin çan sesleriyle karışıyor.

Peki gezilecek yerler haricinde Kapadokya’nın olmazsa olmazları neler? Tabii ki cevap aşikar.

Kapadokya’da ne yapılır? Kapadokya’da yapmadan dönme!

* Kapadokya’nın gizemini tepeden görmek için balon turu yapmak
* Tüflere dokunarak uyunabilecek bir kaya otelde kalmak
* Peribacalarının içinde atla gezmek

Dünyada eşi benzeri olmayan bu coğrafya, her mevsimde, defalarca gelinmeyi fazlasıyla hak ediyor. Benim için hayatın anlamı, hep keşfetmekte ve hep yöresel zenginlikleri yaşamakta saklı…

Yaprak Gürdal

20+ yıl Türkiye ve Kanada’da kurumsal şirketlerde yöneticilik yaptı. 12 yıl Kanada’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye geri döndü. Kurumsal hayata veda etti ve kendini yollarda buldu. Gezerek, dalış yaparak blogunu zenginleştiriyor ve anılarını paylaşıyor.

http://kucukdunya.com/