Oscars

“Too Long; Didn’t Watch “ OSCAR’A ÇEYREK KALA

Film izlemek zor bir şey: kimsenin şu sıralar gününden 2,5 saat ayıracak vakti olmuyor. Her geçen gün daha çok yeni film çıkıyor, bununla birlikte çıkan kötü film sayısı da artıyor, zaten az olan zamanımızı da kötü filme harcamak istemiyoruz. Ama ben filmlere bayılıyorum! Siz zamanınızı harcamayın diye o filmleri ben izliyorum: önce detaylı, sonra daha kısa bir yorum katıyorum…

Oscar ödülleri 91. kez verilecek, bu da izlenecek yeni filmler demek! Fakat bazen Oscar filmleri çok sıkıcı, çok garip ya da direkt kötü olabiliyor. Ödül törenini bir süredir elimden geldiğince bilgili bir şekilde izlemeye çalışıyorum. Bu sene de izleyecek çok film var, ve izlememin kelimenin tam anlamıyla imkânsız olduğu filmler de var ama bütün en iyi film adaylarını izlemeyi başardım ve sizinle düşüncelerimi paylaşmak istedim!

Aşağıda yorumlarımı bulabilirsiniz!

A Star is Born:

 8 Oscar adaylığı var. Bence sadece 3 tanesini hak ediyor: Bradley Cooper müthiş bir iş çıkarmış ve kesinlikle en iyi oyuncu adaylığını hak ediyor. En İyi Orijinal Şarkı adayı Shallow cidden güzel. Çok deneysel ya da yaratıcı bir şarkı değil ama akla takılıyor ve iyi yazılmış. En İyi Ses Tasarımı adaylığına gelince, başarılı ve ilginç. Filmdeki sese ve müziğe verilen detaylı ilgi etkileyici, özellikle canlı müzik olan sahneleri iyi bir ses sisteminde dinlemek isteyeceksiniz.

TL;DW : Kısaca bu iyi yapılmış ve izlenebilir bir film fakat çok  “BANA OSCAR VERİN” diye bağırıyor : Gayet tahmin edilebilir, filmdeki çoğu problem zorla ortaya çıkarılmış hissi veriyor, …Filmin ana mesajı yetenekli insanların seslerini bir şeyler söylemek için kullanası gerektiği fakat filmin bir sesi, söylediği “bir şey”i yok. Bu sene aday olan basit ve sıradan filmler arasında favorim bu; düzgün bir şekilde çekilmiş, iyi yazılmış zevkli bir film. İzleyin derim. 6/10

BlacKKKlansman:

5 adaylığından sadece En İyi Editting ve En İyi Film Müziği adaylıkları  mantıklı geliyor. En İyi Yönetmen adaylığını hak edecek muhteşem bir şey yok. Adam Driver nedense en iyi oyuncu adaylığını adli, gerçi kötü bir oyunculuk yapmamış ama hatırda kalan bir performans olduğunu da söyleyemem. Kesinlikle iyi bir filmdi ama harika da değil. Öte yandan Kuzey Amerika’da yaşayan biz Türkler için yabancı bir konu olan siyah-beyaz ilişkilerine güzel bir bakisi açısı katıyor.  Bu sebepten ve yaratıcı, zeki komedisinden dolayı izlemenizi öneririm. 6/10

Black Panther :

Komik sayılacak derecede fazla adaylığa sahip. Bu 7 adaylık arasından En İyi Prodüksiyon Tasarımı ve Kostüm Tasarımı belki mantıklı ve müziği de hoştu ama aslında dikkatli dinleyince klasik Marvel film müziği + “Afrika davulları” formülü gibi geliyor. Bu filmi ilk izlediğimden beri filme dair perspektifim biraz değişti. Bu filmin ırk siyasetinde anlamsızca yüksek bir değer gördüğünü düşünüyordum. Bunu değiştiren yorum ise bu filmin fakirlik ya da kölelik içinde yaşayan siyahileri ele almıyor olmasıydı ve bu cidden mantıklı bir argüman. Bir siyahinin bu problemlerle değil superkahramanlıkla uğraşabiliyor olması siyah toplum için çok değerli bir hikaye.

TL;DW :Bu filmin Amerika’daki pek çok insan için neden önemli olduğunu anlayabiliyorum, ama ben bir Türk olarak bu siyasi mecraları çok da takip etmiyorum. Ayrıca Amerika’daki siyahiler için önemli olması filmin sıkıcı sıradan bir süper kahraman filmi olduğum gerçeğini de değiştirmiyor. Formüller belli, her şey tahmin edilebilir ve görsel efektler korkunç. Film Netflix’te şuan var o yüzden eğer diğer filmleri izledikten sonra bos zamanınız kalırsa araya atıp çok da dikkat vermeden izleyebileceğiniz bir film. 5/10

Bohemian Rhapsody:

5 adaylığından sadece birini hak ediyor.  Rami Malek’in performansı gerçekten harikaydı ve eğer Oscar’ı o alırsa hayal kırıklığına uğrayacağımı söyleyemem. Filmin geri kalanı sadece kötü! Bu film insanların Queen’in müziğine dair sevgisi üzerinden varlığını sürdürüyor. Ben de Queen’e bayılıyorum ama filmin benim sevgimle herhangi bir ilişkisi yok. Bu filmi ana akımın beğeneceği bir şekle sokmak için alınan kararlar filmi cidden mahvediyor. Dünyanın en ilginç adamlarından birinin harika, 18+ hayatını alıp, aile dostu çizgi filmimsi bir saçmalığa cevirmişler. Film boyunca karikatürize denilebilecek boyutta saçma şekilde bize sunulan olayları izlerken “Bu böyle olmuş olamaz” çok dedim ve haklıydım. Gerçekleri, tarihi de değiştiren bu film bence Queen’in mirasına da hakaret ediyor. Filmde uca farklı “şarkı kaydetme” sekansı var ve izlerken yönetmenin sadece beni aptal yerine koyduğunu düşünebildim. Ben bir Queen tarihçisi değilim ama olaylar o kadar sahte şekilde veriliyor ki gülmek dışında bir tepki veremedim. Bu filmin çekilme şekli bile rahatsız edici. Filmin En İyi Editing ödülüne aday olması korkunç derecede utanç verici. Film beceriksizce çekilmemiş tamam ama bazı kesimler ve editting kararları filmi mahvediyor.

TL;DW : Bu film izlenilebilir bir film. Uçakta karşınıza çıkarsa ya da Netlifx’e düşerse bir bakın derim. Rami Malek’in performansı da cidden iyi. Ancak bu film Queen’in müziği ve Rami’nin performansı olmadan bir film bile değil. Bu filme paranızı harcamayın. 4/10

Green Book :

Yine sıradan, basit bir “Oscar-bait” filmi! Bu film hiçbir anlamda kötü bir film değil,  ama harika bir film falan da değil. Filmde en ufak nüans yok. 2+2 = 4 gibi bir denklemden daha karmaşık değil ve yine inanılmaz öngörülebilir bir yapım. Hak ettiği tek adaylık Vigo Mortenssen’in En İyi Oyuncu adaylığı. Belki Mahersala Ali de hak ediyor fakat Vigo’nunki filmdeki diğer performanslarla karşılaştırınca gerçekten istisnai. Bu film cidden sadece o kadar bariz ve (kotu anlamda) anlaşılır ki…İlk on dakikayı izledikten sonra geri kalanını kendiniz çıkarabilirsiniz.  Hatta filmin herhangi bir yerinden beş dakika izlerseniz bütün filmi izlemiş bile sayılabilirsiniz. Filmde çok tekerrür var gibi geliyor; bütün sahnelerin kimliği aynı.

TL;DW : Bu filme dair özel pek bir şey yok., kesinlikle kötü bir seyir değil, ben sadece bu filmi daha önce yüzlerce defa izlemiş gibi hissettim, fakat bazen tanıdık ve sıradan filmler iyi geliyor. Bu açıdan film başarılı(?) Daha da söyleyecek pek bir şeyim yok, henüz dün izlemiş olmama rağmen filmin çoğunu unuttum. 5/10

Roma :

Ben bu filme bayıldım, hatta çok sevdiğimi yekten söylüyorum. Bu film her açıdan başarılı. Yapımcılığı muhteşem, bu film aday olduğu 10 kategoriyi de alnının akıyla hak ediyor. Mümkünse iyi bir ses sistemiyle izleyin, filmin cidden ne kadar iyi olduğunu anlayacaksınız. Kısa ve öz bir şekilde bu film iyi! O kadar sevgi ve detaya dikkatle yapılmış ki, bayıldım!! En iyi film ödülünü alma olasılığı çok yüksek. Fevkalade bir sinematografi, beklenmedik derecede mükemmel bir hikaye, ses tasarımı inanılmaz derecede yaratıcı. Bir yandan absürt, bir yandan komik ve bir yandan da rahatsız edici (iyi anlamda) olan bu yapımı izlerken onca fikir ve temayı bir arada bu derece başarılı sunabilmiş olmasına hayranlık duydum.

TL:DW : Ton olarak hem stresli hem sakin olan bu film eşi benzeri olmayan bir hikaye ve yapım. Film yapmak istediği her şeyi başarıyor. İzleyici birden fazla kez izlemeye itiyor. Hele şu an Netflixte olan bu filmi kesinlikle izlemelisiniz, izlememek için hiç bir sebep yok, hatta bunu okumaya bırakıp gidin izleyin filmi, hadi izlesenize! 9/10

The Favourite:

Adı çok manidar bu filmin! Çünkü adaylar arasında benim favorim bu film. Öncelikle şunu söylemeliyim: Ben Yorgos Lanthimos’a bayılıyorum. Hollywood gibi her şeyin belli bir şekilde olması beklenen endüstride Yorgos Lanthimos en ucube, en farklı filmleri yapmaktan vazgeçmiyor. The Lobster ve In Bruges filmleriyle beni kazanmış olan Yunan yönetmen, yine o kendine özel kafa yapısını bu filme getirmiş, Olivia Colman, Emma Stone ve Rachel Weisz gibi müthiş yetenekleri de yanında getirmiş. Bu oyuncuların her biri de adaylıklarını net bir şekilde hak ediyor.

TL:DW : 2018’in rahatlıkla en iyi senaryosu, en iyi yapımlarından ve kostüm tasarımlarından biri. Hele Olivia Colman’in oyunculuğu 2018 de gördüğüm en iyi oyunculuktu. Emma Stone ve Rachel Weisz da ikinci Oscarlarını almak için ellerinden geleni başarılı bir şekilde yerine getirmişler. Film çok iyi çekilmiş. Yorgos Lanthimos’un ana akımda bu kadar dikkat çekmesi beni çok mutlu ediyor. Her açıdan harikulade bir film. 9/10

Vice:

Kısa kesiyorum çünkü ben bu filmi bitiremedim bile. Çok sıkıcı, izlemesi zor ve sadece kötü bir filmdi. Sevdiğim ve takip ettiğim bir yönetmen ve sevdiğim oyuncularla dolu bu filmin bu kadar kötü olması beni hayal kırıklığına uğrattı. Christian Bale bütün saçmalığa rağmen izlediğim kadarıyla iyi bir iş çıkarmış, Oscar da alacak gibi duruyor. Bitiremedim/1

 

Oscar Tahminlerim :

Almasını istediklerim ve Alacağını düşündüklerim :

Best Picture : The Favourite / ROMA : İki film de harika, bunlardan ikisi de kazanabilir.

Best Original Song: When a cowboy trades his spurs for wings / Shallow : bu kategorideki favorime dair biraz taraflıyım : Bence ilki bir western türküsü orijinalliği ve sanatsal güzelliyi ile çök başarılı , fakat Shallow çok daha popüler ve tatmin edici bir parça bu sebepten onun alacağını tahmin ediyorum.

Best Sound Mixing: First Man / Roma ya da A Star is Born : First Man teknik bir başyapıttı. Gönlüm ister ki bütün teknik ödülleri alsın, fakat Roma ve A Star is Born’un popülerliğinden ötürü bu ödülü onlara kaptırabilir.

Best Original Music Score: Isle of Dogs / Isle of Dogs : Alexandre Desplat akademinin favorilerinden, ve Isle of Dogs’un müziği harika ötesi, bu yüzden kimsenin bu adayın kazanmasına şaşıracağını düşünmüyorum. (Black Panther Oscar’lı film olsun diye bu kategoriyi ona verebilirler, küçük bir olasılık)

Best Actor: Christian Bale / Christian Bale ya da Rami Malek : Bu iki oyuncu da tarihten karakterleri çok büyük başarıyla hayata geçirdiler, özellikle Christian Bale’in fiziksel transformasyonu hayranlık uyandırıcı.

Best Actress: Olivia Colman / Olivia Colman ya da Glenn Close: Olivia Colman kariyerinin rolünü oynamış, fakat Glenn Close’un oynadığı rol Oscar siyasetlerine çok daha uygun bu sebepten ödülün ona gitme olasılığı pek yüksek.

Best Supporting Actor: Bu kategoride tahminim bile yok, hepsi kabul edilebilir performanslar, tahminen ödül Mahershala Ali ya da Sam Eliott a gider.

Best Supporting Actress: Emma Stone / Marina de Tavira ya da Regina King : Emma Stone’un performansı müthişti fakat zaten Oscarı var diye yeni isimlere vermek isteyebilir Akademi. Marina de Taverna ve Regina King ödül sezonunda oldukça dikkat çekti, ikisinden biri olacaksa tercihim Marina de Taverna olur.

Best Animated feature: Isle of Dogs ve Into the Spiderverse / Into the Spiderverse : Bu ödülde berabere kalınamıyor mu? Her iki film de senenin sadece en iyi çizgi filmi değil, en iyi filmiydi. Ben dev bir Spider-man hayranıyımdır ve bu film hem harika bir Spiderm-an filmi hem harika bir animasyon olduğu için ödülü gerçekten hak ediyor. Öte yandan Isle of Dogs da Into the Spiderverse le ayni başarılara imza atmış… Bu sene belki iki ödül verilir bu kategoride…

Best Director: Alfonso Cuaron alacak, hiç düşünmeye bile gerek yok 🙂

Best Original Screenplay: The Favourite ve First Reformed / The Favourite : The Favourite in senaryosuna bu ödülü vermemek bir suç olur. First Reformed ise benim çok zevk alarak izlediğim bir filmdi ve senaryosu da çok başarılıydı, izlemenizi öneririm.

Best Adapted Screenplay: The Ballad of Buster Scruggs / BlacKKKlansman ya da A Star is Born : The Ballad of Buster Scruggs’in bir kitaptan esinlendiğini öğrenince çok şaşırmıştım. Filmden orijinallik ve yaratıcılık akıyor, bu da senaryosunun kuvvetine dair bir kanıt. BlacKKKlansman’in bir ödül alması lazım (siyaset), ve bu yüzden ödülü buradan gelebilir diye düşünüyorum. A Star is Born ise yüzellialtıncı kez tekrar çekiliyor! Ne yazık ki Oscar komitesi sinir kararlar alıp bu çeşit filmlere ödül verebiliyorlar.

Best Visiual Effects: First Man / Avengers: Infinity War : First Man’in teknik basarisini yere göğe sığdıramam, ve özellikle ayda gecen sahneler inanılmaz etkileyici. Öte yandan Avengers’ in başardığı şeyler daha  önce görülmemmiş seviyede büyük, ve bu büyüklük Avengers’a ödülü kazandırabilir. Thanos karakterinin tamamen bilgisayarda yaratılmış olduğu gerçeği hayranlık uyandırıcı.

Best Cinematography: Yine Alfanso Cuaron, şüphesiz ve tartışmasız.

Herkese keyifli Oscar izlemeleri dilerim.

Ege Aksungur

20 yaşında UOT de öğrenci

@egeaksungur