Bahar’ın Köşesi
İnsanoğlunun sürekli değişen, gelişen istekleri, arzuları, beklentileri vardır öyle değil mi? Her birimizin var ve hep de olacak. Bizlere iyi gelecek, şifa olacak, güçlendirecek ya da destek olacak kişiler ya da durumlar ararız ki bu ihtiyaçlar karşılansın. İhtiyaçlarımızın karşılanabileceği doğru kaynaklara yönelip talepte bulunduğumuzda ve istediğimizi aldığımızda da doyum hissini yaşarız, zamanı gelince yani tekrar ihtiyaç duyunca tekrar talep ederiz, o kaynaklara yöneliriz. Artık biliyoruzdur kimin ya da neyin bizi doyuracağını. Döngü ve sistem bu şekilde işler.. Karnimiz acıkır, canimizin ne istediğini anlarız, pizza istiyordur kalkar pizzacıya gideriz, sonra da afiyetle yeriz.. Pizza ararken çorbacıya gitmeyiz.. Yoktur orada pizza, biliriz. Eğer ortalıkta pizzacı yoksa, pekala gider başka birşey yer karnımızı doyururuz, ertesi gün hala pizza istiyorsak aramaya devam ederiz. Yemek için bu yaklaşımı sergileyebiliyorken duygusal ihtiyaçlarımız için haydi haydi sergilememiz gerekir aslında. Zorladığımız kaynaktan sevgi, şefkat, destek göremiyorsak neden o kaynağı zorlamaya devam edelim… Sanki ‘sadece ondan gelecek olan destek’ bize iyi gelecekmiş gibi saplanır kalırız bazen.. Başka kaynak hiç mi yok? Hadi yok diyelim, ya kendimiz? Kaynağın hası kendi bedenimiz, kendi ruhumuzdur aslında. Biz kendimize o doyumu verdikten ve enerji bulduktan sonra yeni kaynaklar aramaya daha güçlü devam etmez miyiz sizce de? Haydi fişler prize, kendi kendimizi şarj etmeye!
Bahar Özkan Kerse
Uzman Psikolog Bahar Ozkan Kerse 2012 yılından bu yana ergen ve yetişkinler ile psikoterapi calışmalarını sürdürmektedir. Mesleki kariyerinin yanı sıra Gestalt Institute of Toronto’da 2. Uzmanlığını alacagı Gestalt terapi ekolü üzerine eğitim ve süpervizyon calışmalarını sürdürmektedir.