Cem Başarır – Söyleşi
Bugün, çalışmalarınızı yakından izleyenler, yaptığınız resimleri gördüklerinde sizin elinizden çıktığını rahatça anlayabiliyorlar. Çok belirgin ve bir o kadar farklı bir tarzınız var. İlk dönemlerdeki resimlerinizden de farklılık gösteriyor. Bize bu süreci biraz anlatır mısınız? Sizinle özdeşleşen tarzınız nasıl ortaya çıktı?
Lise ve üniversite yıllarımda bir çok ünlü ressamın resimlerini sadece zevk olsun diye çalıştım ve bunun bana hiç bir heyecan vermediğini gördüm. Sonrada hepsini fırlatıp attım. Yapılmış ve denenmiş bir şeyi tekrarlamak veya aynısını ya da benzerini yapmanın hiç bir anlamı yoktu. Farklı birşeyler bulmam gerekiyordu.Yıllardan sonra en nihayet kendime özgü farklı bir karakter yakalayabildim. Çünkü ben yıllarca diğer sanatçılardan farklı bir şeyler bulabileceğim inancıyla sürekli denedim ve tekrar denedim. İnanıyordum yeni ve değişik bir tarz bulacağıma. Bu denemeleri yaparken ayni zaman da beğendiğim bazı ressamların eserlerine değil de onların çalışırken ne düşündüklerine kafa yordum. Onların kafalarındaki temayı tuvale ne mantıkla taşıdıklarını araştırdım, hayatlarını inceledim.
Mesleğinizin güzellikleri ve doğal olarak zorlukları nelerdir? Kanada’da olmak çalışmalarınızı nasıl etkiliyor? Sanatseverlere istediğiniz ölçüde ulaşabiliyor musunuz?
Resim yapmak beni inanılmaz mutlu ediyor. Resim yaparken sanki bambaşka bir dünyada oluyorum. Bu dünya aslında benim ve sadece çok sevdiklerimin içinde olduğu kendime ait oluşturduğum bir planet. Resim yaparken her şeyden uzaklaşıp kendi planetime gidiyorum. Bir nevi soyutlanma diyebiliriz buna. Herşeyden uzaklaşıyorsunuz, sadece kendiniz ve kendi kurduğunuz dünyadasınız. Ama bunu yalnızlık ile karıştırmayalım.Kesinlikle yalnızlık değil. Kanada’nın gereksiz fazla soğuk olması beni çok rahatsız ediyor. Ne de olsa Akdeniz kültüründen gelmiş biri olarak denize. güneşe özellikle de doyum olmaz arkadaş sohbetlerine ihtiyaç duyuyorum. Kışın Kanada’da yapılacak hiçbir şey olmaması çalışma verimini her zaman değil ama bazen düşürebiliyor. İnsan iliksilerinin haddinden fazla zayıf ve sığ olduğu bu ülkede şanslıyım ki profesyonel bir reklamcılık geçmişim var ve bu sayede kendi tanıtımımı yapabiliyorum ve bu sayede sanatseverlere ulaşabiliyorum, ayrıca galerilerle çok iyi ilişkilerim var. Onlar benim her attığım adimi takip ediyorlar. Üye olduğum iki Kanada derneği (CFS, SCA) ve medya ilişkilerimin iyi olmasının da bana çok yararı oluyor.