Emeklilerin Özlemi
Seneler önce tamamını ezberlemiş olduğum bu güzel şiirin devamını hatırlayınca sevindim. O an öğrencilik günlerim gözlerimin önünde canlandı. Birden Şükrü’nün ‘’Taze simit yiyelim mi?’’ sorusuyla kendime geldim. Bağdat Caddesinin simitleri oldukça güzeldir, pırıl pırıl camlı simit arabasında simitler özenle dizilmişti. Simitçi, tertemiz beyaz önlüğü, beyaz eldivenleriyle önümüzdeki müşterisine ‘’Afiyet olsun’’ diyerek parasını aldı. Güler yüzlü simitçiye iki simit dedik, fakat adam yüzümüze baktı, o an neden baktığını anlayamadık. Sonra ‘’Tercihiniz?’’ deyince biz yine ‘’iki simit lütfen’’ dedik. Tecrübeli satıcı bizim yabancı olduğumuzu sezmişti bile. Eliyle cam kavonozlardaki peynir ve zeytin ezmesini göstererek, ‘’ tek mi, doble mi?’’diye sorunca, yeni simit satma modasını öğrenmiş olduk. Ben zeytinli istedim, Şükrü işi şakaya çevirdi. ’’Doble ne demek?’’ diye sordu . Simitçi ’’ İkisi birden efendim: hem zeytin hem peynir.’’ Simitlerimizi alıp, yakınımızdaki bir banka oturup, Türkler ağzının tadını bilir, diyerek gülmeye başladık. O sırada hemen önümüzde, kaldırıma yakın, bir araba hızla durup park etti. Üçü erkek biri bayan, gayet şık ve biraz da resmi görünüşlü yazlık takım elbiseler giymişlerdi. Ellerindeki dosyalarla dolu çantalarıyla önemli bir iş toplantısına gittikleri belliydi. Bankanın yanındaki binaya doğru yürürlerken biz onlara, onlar da bize bakmaya başladılar. Bir iki dakika durup kendi aralarında konuştular. Sonra dönüp yine bize baktılar. Buna merak eden Şükrü ‘’ Buyurun simit yiyelim.’’ deyip, onlara takıldı. Bu teklif üzerine bize iyice yaklaştılar, içlerinden biri ‘’Ah! Kusura bakmayın ama, sizin bu rahat ve mutlu oturuşunuzu çok sevdik, bizler koşturmaktan dünyayı göremiyoruz, biz ne zaman böyle bir anı yaşayacağız …’’ derdemez, yanımda bir ses yükseldi ‘’Emekli olduğunuz zaman….’’ Mesajlarını alan gençler ‘’Daha çok var….deyip, bize iyi günler dileyerek, koşarak yandaki binaya daldılar…
Kanada’da da işlerini severek yapan, başarılı gençlerimizin bile ara sıra ‘’I can’t wait to retire’’ dediklerini duymaktayım. Onlara sabırlı olmalarını, o günlerin de elbet kısmet olursa geleceğini söylerken, rahat ve huzur içinde bir emeklilik yaşamak için güzel bir atasözümüzü hatırlatmak istiyorum. ‘’Gençlikten yaşlılığa can sakla, varlıktan yokluğa mal sakla.’’ Tüm okuyucularımıza sağlık ve huzur içinde geçirecekleri bir emeklilik diliyorum.
Pervin Hüner