Kanada’da Göçmen Olmak
2015 yılı içerisinde Almanya’dan PoliTeknik gazetesi ile yürütülen ortak çalışma kapsamında, Kanada’da yaşayan Türk Toplumu öğrencilerimizden üçü, Kanada’da göçmen olarak yaşamaya ilişkin yazı hazırlamışlardı. Son iki sayımızda ilk ikisine yer verdiğimiz yazılarının Sevgili Doruk Akkiprik tarafından hazırlanan üçüncüsü ve sonuncusunu bu sayımızda yayınlıyoruz:
Merhaba, ben Doruk Akkiprik. 2010 yılından bu yana ailemle birlikte Kanada’da yaşıyoruz. Şu anda 12 yaşındayım ve Toronto’ya taşındığımızda 7 yaşında, ilkokul 1. sınıf öğrencisiydim. Ben Türkiye’de doğdum ve ailemin tek çocuğuyum. Ailemle her zaman Türkçe konuşuyorum.
Anavatanım Türkiye ile bağımı hiçbir zaman koparmadım. Çekirdek ailem dışında tüm ailem Türkiye’de yaşıyor. Ailem dışında eski arkadaşlarımla da görüşmeye devam ediyorum. Her yaz tatilinde Kanada’daki okulum kapanır kapanmaz ailemle birlikte Türkiye’ye giderek yaklaşık 2 ay vaktimizi orada geçiriyoruz. Türkiye’de en çok havanın sıcak olmasını, denize girmeyi ve geç saatlere kadar dış mekanlarda vakit geçirebilmeyi seviyorum.
Kanada da annem ve babam dışında hiç akrabam yok. Ailem ben üniversite eğitimimi tamamladığımda Türkiye’ye dönmek istiyor. Ben ise mesleğime göre karar vermek istiyorum.
Şu anda Bayview Middle School Grade 6 ögrencisiyim. Sınıfımda 28 kişiyiz. Okulumdaki öğretmenlerimin hepsini, özellikle Matematik öğretmenimi çok seviyorum. Öğretmenlerim bize karşı her zaman arkadaş gibi davranıyorlar. Ayrıca öğretmenlerimin en çok sevdiğim yanı eğlenceli olmaları. Sınıf arkadaşlarımın arasında Çin ve Tayvan’dan gelenler çoğunlukta. Bunun dışında Kore, Romanya, Japonya, İrlanda, Amerika, Meksika ve İran’dan gelen arkadaşlarım var. Okulumda en sevdiğim arkadaşlarım Danny, Sam ve Vallen. İlk kez bu yıl okulumda bir Türk arkadaşım da var. Bazen onunla Türkçe konuşmak çok eğlenceli olabiliyor. Okul dışında Efe, Tony ve Mete en sevdiğim arkadaşlarım.
Okulda öğrencilerin birbirlerine karşı kibar davranmak zorunda olmaları ve okulun Bully’e (zorbalığa) karşı olması güzel bulduğum kurallar, ancak kar topu oyununun yasak olmasından hoşlanmıyorum. İleride iyi bir Üniversiteye girebilmeyi hedefliyorum, okulumun bana bu konuda rehberlik etmesini bekliyorum. Kanada’daki eğitim sisteminin bana kazandırdığı okuma alışkanlığu ve araştırma yapma yeteneğinin en büyük kazançlarım olduğunu düşünüyorum. Ayrıca öğretmenlerimiz bize sürekli çok yönlü düşünmeyi öğretiyorlar. Kanada da derslerde başarılı olmanın yanı sıra aktif bir sosyal hayatın özendirilmesini de çok olumlu buluyorum.
Çocuklara aşırı baskı yapılmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Henüz kesin karar vermemekle birlikte ileride politika yada ekonomi eğitimi almak istiyorum.
Toronto’yu Kanada’nın en büyük kenti olduğu için seçtik. Kanada’nın ve Toronto’nun çok kültürlü olması benim için en önemli özelliği. Burada çok farklı yerlerden, farklı kültürlere sahip insanlarla tanışmak ve arkadaş olabilmek mümkün. Ayrıca pekçok farklı ülke mutfağına ait güzel restoranlara gidebiliyoruz. Burada alış veriş merkezlerine, sinema ve tiyatrolara, doğal parklara ve pekçok kış sporları merkezlerine kolayca ulaşabiliyoruz. Yüzmeyi, buz pateni ve kayağı çok seviyorum. Ayrıca bu yıl snowboard öğrenmeye başladım. Ayrıca burada resmi dil olması nedeniyle İngilizce dışında Fransızca öğrenebilme imkanının da bulunması bence çok olumlu.
Kanada genel olarak göçmen ağırlıklı bir ülke olduğu için etrafımdaki büyük çoğunluk bizim gibi göç kökenli insanlardan oluşuyor. Bu nedenle birbirimizi anlamakta zorlanmıyoruz. Türkiye’deki insanlarla buradaki insanlar arasındaki en büyük fark, Kanada’da yaşayanların farklılıkları daha kolay kabul etmesi olduğunu düşünüyorum. Diğer açılardan pekçok şey benzer.
Diğer ülkelerde yaşayan göçmen çocuklara önerim; asla ırkçılık yapmamaları ve herkesi olduğu gibi kabul etmeleri. Bunun yanında yaşadıkları ülkeye uyum sağlarken, Türk kültürünü gururla taşıyarak korumalarıdır.
Tüm çocuklara güzel bir gelecek diliyorum.
Sevgilerimle
Doruk Akkiprik