Toronto'da Soykırım Anıtı Önergesi

Toronto Belediye Meclis Üyesi Shelley Carroll tarafından Toronto Belediye Meclisi’ne sunulmuş olan Ermeni soykırımı savının 100.yılı anısına Toronto şehrinin uygun görülecek halka açık bir alanında yaptırılmak istenen anıtın dikilmesi ile ilgili önerge, 23 Nisan 2014 tarihinde “Toronto Belediye İcra Komitesi” toplantısında görüşüldü. 2 Nisan tarihinde Belediye Meclisi’nde görüşülen önerge, 18 hayır oyuna karşı 20 kabul oyu ile gündeme alınarak, tartışılmak üzere İcra Komite’sine gönderilmişti.

İcra Komitesi toplantıdan önceki günlerde, Turkish Society of Canada ve Türk Toplumu gönüllüleri, Belediye Meclisi üyeleri ile birebir görüşmeler yaparak, önergenin içeriği ile ilgili Türk toplumunun görüşlerini ve önergenin Toronto’ya vereceği zararları anlattılar.

Önergenin yarattığı karmaşa içinde, kimin neyi neden savunduğu veya neye karşı çıktığı özellikle sosyal medyada pek çok tartışmanın konusu oldu. Kısaca özetleyelim:

Soykırım ile suçlanmak, bir topluma yapıştırılacak en korkunç etiketlerden biridir. 20.yüzyılın başı, özellikle Balkanlar, Orta Doğu’da yeni sınırların çizilmeye çalışıldığı, insanların topraklarını terk etmeye zorlandığı ve savaşların bitmediği bir dönem idi.  Bir arada kardeşçe yaşayan farklı etnik kökenli insanların yaşamları savaşın acımasızlığı içinde altüst oldu.

Bugün, incelenebilen kısıtlı sayıdaki Rus arşiv belgelerinde bile, o dönemde Doğu Anadolu’daki silahlı çatışmaların temel unsurlarından biri olan Taşnak Partisi’nin sivil Türk halkına karşı eylemleri ve dönemin güçlü ülkeleri ile ilişkileri, olayın farklı bir boyutunu açıklamaktadır. Balkanlar’da yok edilen, zorla yerlerinden edilen ve göçe zorlanan, Doğu Anadolu’da Ermeni çeteleri tarafından öldürülen Türklerin sayısı yüz binleri geçmektedir.  Yakın tarihimizde bile Azerbaycan’ın Hocalı kasabasındaki katliam göz ardı edilebilmektedir.

1915 olayları ile ilgili, hala neden incelemeye açılmadığı merak konusu olan tüm arşivlerin tarihçilerin serbest erişimine sunulması, yaşanan tüm trajik olayların birlikte değerlendirilmesi, tüm toplumlara eşit mesafede duran objektif araştırmaların yapılması bilimin gerekliliğidir. Bu gerçekleşmeden, yaşananlar hakkında yargıda bulunup, tek bir toplumu suçlu bulmanın, ve üstelik soykırım ile suçlamanın, toplumumuz tarafından kabul edilmeyeceği açıktır. Bu nedenlerle, 24 Nisan’da yaptığımız eylemlerde soykırım suçlamasına karşı duruyoruz, Taşnak’ın bugünkü uzantılarının iddia ettiği gibi, bu eylemlerde o dönemde acılar çeken, kayıplar veren Ermeni vatandaşlarının yaşadıklarını büyük acıları görmezden gelmiyoruz. Türk toplumunun kayıplarının ve büyük acılarının da görmezden gelinmesini istemiyoruz.

O dönemde büyükannelerimiz, büyükbabalarımız, Ermeni komşuları ile birlikte ve barış içinde kardeşçe yaşıyor, en değerli varlıklarını birbirlerine emanet ediyorlardı. Yıllar sonra bizler bugün Türkiye’de ve Kanada’da canımız kadar sevdiğimiz Ermeni arkadaşlarımızla ve kardeşlerimizle birlikte yaşıyoruz. Onların da bizler için aynı sevgiyi paylaştığını biliyoruz.

Ve bu nedenle, bu tartışmaları politikacıların yüzeysel ve siyasi yaklaşımları ile yönlendirmesinin önlenmesini istiyoruz. Toronto’da yaşayan gençlerin nefret duyguları büyümelerini görmek istemiyoruz. Tarihçilerin hala kapalı tutulanlar da dahil tüm arşivleri siyasi ve akademik baskılar olmadan özgürce araştırmalarını ve o dönemde yaşananları arşiv belgelerine dayanarak açıklığa kavuşturmalarını savunuyoruz.

Şimdi haberimize kaldığımız yerden devam edelim. 23 Nisan günü öğleden sonra yapılan ve toplam  23 konuşmacının katıldığı oturumda Türk tarafından Azeri ve Özbek toplum temsilcilerinin de bulunduğu 14 konuşmacı, bu hassas konudaki görüş ve düşüncelerini Belediye Meclis üyelerine aktardılar. Konuşmacılar arasında 11 yaşındaki bir kızımız, gençlerimiz ve her yaşta toplum temsilcilerimiz, önergenin tarihin özgürce tartışılması engellenen, ilgili arşivlerin hala kapalı tutulduğu bir konu olduğunu, o dönemde Türk’ler de dahil farklı toplumlardan trajik kayıplar verildiğini ve konunun tarihçilere bırakılması gerektiğini ifade ettiler. Ayrıca önergenin Toronto’nun çok kültürlü yapısı için önemli bir tehlike yaratacağını, kültürler arası ilişkilerin ve dostlukların zarar görüp nefretin öne geçeceğini, ve özellikle Türk toplumuna karşı önyargının artacağını kendi birikimlerini ve tarihi belgeleri de vurgulayarak aktardılar.

Toplantı sonunda, oylama öncesi söz alan meclis üyelerinin çoğunluğu özellikle bu önergenin Toronto’nun çok kültürlü uyumuna vereceği zararı vurguladılar.

Shelley Carrol, anıtın bedelinin Toronto halkının vergileriyle ödeneceği eleştirilerini yok etmek için, anıtın toplanacak bağışlarla yapılacağı yönünde bir maddenin önergeye eklenmesi ve bu şekilde kabul edilmesi için değişiklik önergesi verdi.

Bu önergeye karşılık, Belediye Meclis Üyesi Giorgio Mammolit, bu konunun bir alt komite tarafından araştırılıp incelenmesi ve her iki tarafın görüşlerinin alınması amacı ile  Protokol ofisine gönderilmesi ve 2015 yılının başına kadar rapor hazırlanması için bir değişiklik önergesi verdi.

Yapılan oylamada Giorgio Mammolit’in önerisi 1 ret oyuna karşı, 8 kabul oyu ile kabul edilerek, Shelley Carrol tarafından verilen önergenin oylanması en erken 2015 yılı başına ertelendi.  Böylece 6 Mayıs tarihinde Belediye Meclisi’nde görüşülecek önerge bu yıl gündemden düşmüş oldu.

Öneriye göre Belediye Protokol Ofisinin belirleyeceği bir alt komite bu konudaki araştırma ve inceleme sonuçlarını 2015 senesi başlarında  Belediye İcra komitesine bir rapor halinde sunacak. Bu aşamadan sonra önerge ile ilgili yapılacak tüm çalışmalar, Türk Elçiliği ve derneklerimizin gönüllüleri tarafından yakından takip edilmeye devam edilecek.

[icon type=”circle” size=”medium” name=”e-video”] 23 Nisan 2014 Çarşamba günü yapılan Belediye İcra Komitesi oturumunu  video kaydının 334. dakikasından itibaren seyredebilirsiniz.