Sunset at Knidos, Bozburun, Datca

Muhteşem Yüceller

Şiirin anlaşılması güç İngilizce aslını bırakıp Can Yücelin tercümesini okuyalım; bakalım geçen 500 senede neler değişmiş:

vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
o kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e
vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
seni yalnız komak var, o koyuyor adama.

Can Yücel şiirdeki her satırı Shakespeare’in fikrine, temasına sadık kalarak Türkçesinin zenginliği içinde yorumlamış. Bir şiir ancak bu kadar güzel çevrilebilir. Aslında yazımın tamamını genç Türkiye Cumhuriyetinde çocukların eğitimi için büyük çaba sarf eden Milli Eğitim (Maarif) Bakanı rahmetli Hasan Ali Yücel’a ayıracaktım. Karşıma Can Yücel çıktı. Araştırdıkça adeta “bensiz babamı; babamsız da beni tanıyamazsınız” diyordu. Gerçekten bu şiiri ile babasını ne de güzel tanımlamış.