Sunset at Knidos, Bozburun, Datca

Muhteşem Yüceller

Demiryollarına yakın verimli arazilerin yakınlarında köy enstitüleri kurulmaya başlandı.   Öğrenciler okulların inşasında çalıştılar. Enstitülere öğretmen yetiştirmek için Ankara yakınlarında Hasanoğlan Köy Enstitüsü kuruldu. Derslerin yarısı temel, diğer yarısı uygulamalı olarak veriliyordu. Ziraatçılık, sağlık memurluğu, ebelik, inşaatçılık, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk uygulamalı derslerden bazılarıydı. Matematik, dil bilgisi, tarih ve coğrafya, gibi temel bilgilerin yanında öğrencilerin Türkçe ve yabancı çeviri romanlarını ve oyunlarını okumaları isteniyor ve en az bir müzik aletini çalması teşvik ediliyordu. Mezun olanlara 150’ye yakın alet, edevat verilip eğitmen ve uzman olarak köylerine gönderiliyordu. Kapanıncaya kadar enstitülerden 1,300 kız, 16,000 erkek öğrenci köy öğretmeni olarak mezun oldu. Bunların arasında benim çok değerli ilkokul öğretmenim Cevat Güç’de vardı. Mezunlardan Türkiye’nin geleceğine yön veren birçok tanınmış düşünür, eğitmen, yazar ve sanatçı çıktı.

Köye dönen mezunlar çok kısıtlı imkanlara rağmen başarıları olmaya başladılar. Bundan endişe duyan başta toprak ağaları olmak üzere tutucular türlü yalan ve iftiralarla şikayet etmeye başladılar. Aynı zamanda dünyada sıcak savaş bitmiş yerini soğuka bırakmıştı. Sovyetlerin İkinci Dünya Savaşındaki askeri başarılarından şımaran Stalin, Rus imparatorluğunun yayılmacı politikasını tekrar uygulamaya başladı. 1945’de Türkiye’den Kars, Artvin ve Ardahan’ı ve Boğazlarda askeri üs istemesi üzerine Türkiye ABD’den askeri yardım istedi. ABD yardım etmeyi kabul etti ancak isteklerinin arasında çok partili demokrasiye geçilmesini ve Sovyet sistemine benzer (?) eğitim veren köy enstitülerin kapatılmasını istedi. Yaklaşan 1946 seçimlerinde oy kaybetme endişesiyle muhafazakarlara ödünler verilmeye başlandı ve köy enstitülerindeki eğitim normal öğretmen okullarına benzetildi. Hasan Ali Yücel ve bakanlıktaki en büyük destekçisi İsmail Tonguç görevlerinden ayrılmak zorunda kaldılar.